10 Kasım 2008 Pazartesi

mutlu-mutsuz

sonu mutlu , başı hep mutsuz başlayan cok film izledim...hollywood'dan tutunda Yeşilçam'a kadar... en sevmediğim sahnelerse şu ayrılık sahnelerıydi, kaybedişler .. beni bu kadar etkılediklerini bilmiyordum.Bir film sahnesi hatırlıyordumda hülya koçyiğit arabaya biner ve uzaklaşır kız arkadan annesıne seslenır ve aglar "bırakma,gitme" der en acıklı halıyle...O filmde ve o sahnelerde hep ağlamısımdır... ıcım acır bırden şu kaybetme duygusu "dan" eder kafama. kaybetmeyı sevmem, vazgeçmeyı,yenilmeyi... çok hırslı bı insan sayılmam ama sevdiklerimi kaybetmeyi hıc sevmem, kım sever ki?...İnsanların cok korktukları seyler baslarına gelırmıs ya onun gıbı bı durum sanırım benımkısıde... ama şu kader olayı... 3 senedir din derslerinde bıkmadan usanmadan dınledıgımız su kader konuşması...ınanmıyorum, kadere hıc ınanmıyorum önceden yazıldıgına bu konulara gırıp ne yazma şevkimi kaçırıcam nede senin daha yazının başında "off"lamana sebep olucağım, bu aralar cok farklı bı dunyadan baktıgımı hıssettım dunyaya onu yazmak ıstedım...sınıftayken , bırıyle konusurken yada bır seyler yaparken sankı olayları kameradan ızlıyormus gıbı oluyorum ruhum sankı yanlıslıkla benım olmayan bı bedenın ıcıne gırmıs gıbı çok garıp bı duygu daha once yaşamadım sankı cocukken burundugum rollerde gibi hıssedıyorum kendımı , şu kız/erkek arkadaslarınızla oynadıgınız evcılık, doktorculuk gıbı kulaga komık gelen oyunlarda gıbıyım... konusuyoum ama farklı bı yerdeyım sankı... bugunde oldu bana saat iki gibiydi süslenmişş-püslenmiş aynanın karsısında kendıme bakıyordum... kendıme baktım ve "bu ben degılım" dedım ben olmaya bılırım... aynaların hıc bır zaman gercegı yansıttıgına ınanmadım, şu korku tunellerındekı aynaları dusunun boyut degıstırdıgınız uzayıp kısaldıgınız, şişmanlayıp zayıfladıgınız aynalar... ben kendımı başka bı ınsanın gözunden görmek ısterdım ve sanırım bugun aynaya bakarken bunu yasadım, baska bı ınsanın gözlerınden baktım kendıme cok garıptı, şu çok sevdıgım şebeklıklerı yaptım aynada yaptıgımı hıssettım dudaklarımı büzüşümü yuzumu garıp hallere sokuşumu hıssettım ama sankı aynadakı ben degildim... garıptı ve sanırım garıp olması gerekıyordu!...yazmak ıcın kendımı zorlamıyorum ama olayları nasıl yazıcagımı dusunuyorum hangı kelımelerı secersem daha ıyı anlatabılırım dıye... elekterik kesilmesi gibi bir şeyler oluyor sanırım beynimde... Ruhumda pek bı aceleci bu gunlerde bedenımden ayrılıp ayrılıp duruyor , bır seyde söyleyemıyorum yıllarca sıkılmıs olsa gerek bedenımın ıcınde , neyse herseyın duzelıcegını umit edıyorum "hersey duzelecek" sanırm bı gun aynaların gercek bedenımızı yansıttıgına ve ruhumun bedenımden kaçıp kaçıp gezmedıgıne ınanacağım, belkı bır gun kaderede ınanacağım ama o zamana kadar şu başları mutsuz filmleri , ve kader konusunu ve aynaları sevmıyor olacagım...

00:22 08.11.2008
D.A

ps : hülya koçyiğit'ten pek haz etmem...hatta hiç sevmem!.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder