10 Kasım 2008 Pazartesi

yeni sayfalar veya defterler...

dur...
tanrı bana işkgence etmek istiyor...
buna her zamanki tepkilerim den daha farklı bi tepki veriyorum,
ve kocaman bir kahkaha patlatıyorum...
odamın kapısını kapatıp tanrıyı kapı dışarı edıyorum,
bana mektuplar gönderıyor,"bu aralar benı boşladın" ...ah hayatım eski sevgililer unutulmaya yüz tutmuşlardır,annen bundan bahsetme dimi?...
dolabın arkasına attığım ama hep saklayacağım eskı ayakkabılarıma duydugum sevgıyı duyuyorum sana,
ahh sevgılı yakışıklım,
oyun bitti ve ne yazık ki bu raund da sağ kroşeyle yüzünü dağatan ben oldum,
evdeki çarşaflardan tutta, seninle ilk öpüştügüm de üstümde olan t-shirtü bile çöpe attım,
ah tanrım ,sanırım yenilenıyorum,
"O"na tekrardan kapıyı acıyorum ve pekte sık içmediğim sigara gibi içime cekiyorum,
üzerine içkimi yudumluyorum,
ve günah üzerine günah işliyorum,
evde gezerken ayakkabılarımı cıkarmadığımın farkına varıyorum,
geriye bakıyorum ve hol ayak izlerimle dolu,
yalnızlız beni o an sevıyorum,
ayak ızlerım yalnız ve sadeler, ve eglenceli...
ahh sevgili eski erkeğim,
hayaller kurmamı nasılda engellemişsin,
idealim sanmıştım seni,
en mükemmeli,katıksız ve ulaşılmayanı...
şarkıyı başa almam lazım, senleyken hiç zevk alamadım,
artık nelerden hoşlandığımı biliyorum,
hayır, artık başımı beleya sokmaycağım,
çünkü akıllandım,
tanrıyıda içime çektikten ve bir kaç bardak alkolden sonra,
dudağıma parlatıcımı surup sokağa atıyorum kendımı,
ve hiç olmadığım kadar mutluyum....
hayatım,
ahh ne tur bı gerzeklik senin esirin olmak,seninle yaşlanma hayalleri kurmak!...
bu sefer başıma senin gıbılerle belaya sokmayacağım,
sadece ben varım,
ve bu duygu bana çok iyi gelıyor...
bunu bılıyorum,
bunu hıssedıyorum,
kendımı ritime bırakıyorum,ısrarla içimde olan tanrı(m/mız/nız) sayesınde,
dans edıp içkimi yudumluyorum,
ahh bebegım,kararlıyım bu sefer hata yapmayacağım,
senın gibi bir erkegım olmayacak,
dediğim gibi evi temızledim ve çamurlu ayak izlerimde özgürlüğümü keşvettim,
ahh bebeğim,
hiç olmadığım kadar mutluyum,
hayallerdekı erkek mı?
onu camdan aşağıya attım,
onun üzerine sifon çektim,
onu izmarit gibi 100 dolarlık topuklu ayakkabılarımın altında ezdim...
ah bebegım,
arkana bakmadan gitmen bu sefer beni üzmez,
yavaş yavaş uzaklaşman artık anlamlı gelmiyor bana...
keyfimi bozamazsın,
ben bıle kendı keyfimi bozamam,
şaşırtıcı halde tanrıya kapım hala acık ve nasıl çektiysem içime öksürmeme rağmen hala ciğerlerimde,
içtiğim şeylerle onun başını döndürdüğüme eminim,
hayır bebegım,şuan cıdden mutluyum ve sen bu mutluluğu benden alamazsın,
ve bela mı?o da ne...
onu senınle beraber kapı dısarı ettım...
hayır hayatım,
bela yok artık hayatımda...
yenı sayfalar ve yeni defterlerde yok ,
karalayıp karalayıp yazdığım ,kirli defterimden memnunum...
nelerden hoşlandığımı biliyorum,
sana söyledim, beni yine dinlemiyorsun...
artık bela yok...
bela şimdi sen ve çarşaflar ve t-shirtumle beraber çöpte...

17:59 10.11.2008

DA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder