30 Ocak 2009 Cuma

Güz sancısı...

Bu aralar blogcuğumda birazda kendime yer ayırıyım diye düşündüm... bu gün saat 14.00 de "Güz Sancısı" adlı filme gittim... film hoştu bir kaç bilgisayar efekti haricinde....
insan gercekten o yılları görünce bir fena oluyor... 1955 yılı anlatılıyor... gidin ve izleyin derim...
filmde oynayan yüzler çok tanıdık daha önce bir çok dönem filminde oynayan insan oynuyor ve bu bazen adapte olmanızı engelliyor ama filmin içeriyi ve çekimi gayet iyi olmuş... hatta bazı cekimler için sokak taşlarını değiştirmişler o zamandakını yansıtsın diye siz düşünün artık adamlar ne kadar uğraşmış...
Şunu söylemeden geçemeyeceğim "Roxanne" diye çığırdığım bu günlerde bir hayat kadınına daha aşık olan bir erkek izlemek gerçekten sinir bozucuydu bir daha böyle konu içeren bir film/tiyatro izlersem,kitap okur yada şarkısını dinlersem saçma saçma seyler yapabiliceğimden korkuyorum...

kısacası filme gidin ve izleyin...

28 Ocak 2009 Çarşamba

Roxanne

Moulin Rouge

Çok sevdiğim bir filmin mükemmel sahnesinden alıntı...Yukarıda da yazdığım gibi... kırmızı ve büyük puntlarla...Moulin Rouge ... gerçek hislerimi söylemek gerekirse her " Le tango De Roxanne"i dinlerken "ahh ahh bir roxanne olamadık diyorum..." aslında bu gerçekten hiç hoş bir şey değil ama düşünün o kadar aşka susamışım ki bir hayat kadınının aşkını kıskanabilecek durumdayım... bundan utanmıyorum gerçi youtube daki sahneyi her izlediğimde roxanne olasım geliyor... dokunuşlar , acı ,aşk, kıskançlık ve tango... adam kadını sol biledinden tutar ve dans eder bacaklar birbirine değer... isyan eder adam Roxanne'e... ahh aşk ahh... adamlar kimlere aşık oluyor bize aşık olan yok diyip kendimi acındırma planları içerisindeyim hemen bir tango kursuna yazılıp adımıda Roxanne olarak değiştirmem lazım tabı Allah sonumu benzetmesin... işin espirisi bir yana mutlaka izlemişsinizdir ama birdaha izleyin... ben cdsini bulamadım gidip alıcağım yarın bi kere daha... 6 sene sonra... oturup izliceğim mükemmel olucak ve "Le Tango De Roxanne" şarkısının olduğu kısmıda heyecanla bekleyeceğim :)...

ps: roxanneeeeee diye seslenen ve kıskanan adamdan bir adette bana tango bilsin ben öğrenmeye başlıyorum yarın!...

Demet Açıkgöz...

26 Ocak 2009 Pazartesi

ne biçim bi 26 ocak?? =)

26 Ocak...

sabahın 7 sinde üstelik tatilimin ilk pazartesi olmasına rağmen yedide kalktım... ne büyük bir acıdır bilen bilir bilmeyenler sorsunlar öğrensinler...
sonra giyindim , hafif makyaj yaptım ve taksim express e annemle beraber bındık... cerrahpaşa ya gidicektim... erken gitmemiz lazım doktor bu! :P
yer bulamadık günün ilk fiyaskosu bu oldu...
hastahaneye vardıgımızda telefonla randevu almamız gerektigini öğrendik!( evet ıkıncı fiyasko )
derken annemin Çok samımı doçent bir arkadası vardı gittik ona bir sürü tahlil yazdı bana ve saat on ikide hastahaneden çıkmamı sağladı ( yarın yine gidiceğim gerçi)...
evett... annemle duramadık ve hadi beyazıt'a dedik ... hooop beyazıt... hadı kapalı çarşı hadi bakalım hadi!!
gez gez dur gez gez dur...
kolye aldım kendime... açılıyor fotograf koyabılıyorsun ıcıne cok hoş çok beğendım hep istemişimdir..
onu aldım ve annemi zorla kuyumcuların önünden sürüdükten sonraaa... yemek yedık ! tanrım en güzel kısmı!...
sonra bindik i.e.t.t mizeee bakırköy... içine girmeden ghemen taksiye atlayıp ataköy atriuma... babamla bulustuk bu arada zamanlar gectı tabii.. babamda ordan ataköy 5 kısım pizzaaahuuut ne "huttt" .D
orda ince hamutlu ve kalın hamurlu pizzalardan yedik.. son dilimimdeydimki sevgili eoe'm aradı beni... dedi "gel!!! sahile cıkıyoruz!" dedim "gelememmm!!"
neyse küçük bir yürüyüş pizzacıdan arabaya tabı yedıklerımızı yakmaya yetmedi ( owww shit!)
neyse eve geldim su içiimmm messenger da takıldım... sevgiklerimle ve pekte sevmediklerimle konuştum ve bunu sevgilimi sevgili blog'ma yazmaya karar verdim..
iyi ettim dimi?
evevt evevttttt iyi ettim..


ps: yazım yanlışları için çok özür dilerim ama bu defalık böyle olsun... ÇOK YORGUNUM!

23 Ocak 2009 Cuma

.Doğum günleri önemlidir...


doğum günleri önemlidir,
sevgililer gününden,
yılbaşından,
bayramdan seyrandan,
aklına gelebilecek her türlü özel günden daha önemlidir...
Ve sen özelsin,
doğum günün olduğundan değil,
o gün senin doğum günün olduğu için özel ve gururlu(olmalı),
bunalımlı ve gothic yazılar dışında yazdığım ve kendime güvendiğim bir yazıda d.günü yazıları...
ama kadın'ıma nasıl yazıp nerden başlayacağımı bilemedim..
ister istemez başladım gerçi...
ne kadar zamandır arkadaş oldugumuzu bir bilsek!... Tanrım ( evet yıne ona sesleniyorum )...
Şu sanal ortamdan herkesin yalan olduğu bir ortamdan nasılda bulduk birbirimizi...
biz şanslı ve az olan kesimdeniz( evet, şanslı azınlıktan bahsediyorum)...
biz biririmize sahibiz..
ben kendimi şanslı görüyorum bu konuda..
Şuan beraber oturdugumuz sahilin kokusu geldi burnuma bide yediğimiz meksikaaaa yemeği :)
garip bi insanım ve pekte normal olmayan bir insansın... ikimizde biliyoruz ve belkide bu yüzden sahipleniyoruz bir birimizi..
şimdi seni biraz daha yorup doğum gününü kutlayacağım,
yanaklarından uzun öpüp kollarımı açıp sana sarılacağım... tüm mutsuzluklarıma göz kapayıp o dakika seni mıncırıcağım..
evet...evet... biliyorsunki bunları yapıcak güce ve kudrete sahibim...
Kuzum...
iyiki bundan yıllar önce doğdun,
ve bu kadar güzel bi okadar zeki kadın olup benim arkadasım oldun...
cümlelerimizi bir birimiz için kullanmaya bayılıyorum bunu biliyorsun..
Seni Seviyorum ...
İyiki doğdun ve hayallerimizi kutsadın kuzum..
Seni seven özel insanlarından olduğun arkadasın dostun... kadın'ın ...Demet :)

Şarap gibi ömrümüz olsun.. yıllarca mahsende kalalım ve kımse bızı bulmasın yaşayıp gidellim..
ve hep yan yana olup birlikle tat katalım ve birlikte tozlanalım...
müzmin bekar olup evde kalmayalım tabi :)
umarım hayatımdan hiç çıkmasın kuzum...
Sana hep ihtiyacım olucağını biliyorum..
Seni Seviyorum..
Ve Amerikalılar gibi...;
Goodbye babe...

23:49 23.01.2009
Demet Açıkgöz

peace...bu gün.

peace...
.bu gün kelimeleri birleştirip hiç var olmalış bir cümle kurmak istedim,
bu gün tüm renkleri karıştırıp daha önce hiç var olmamış rengi bulmak istedim,
bu gün gülümsemek,
bu gün eskiden ağladıgım için kendime kızmak istedim...
bu gün hiçte istediğim gibi değildi peace...
bu gün sana yazmayı hiç düşünmemiştim,
ama bu gün sana yazıyorum,
ve bu gün ve bundan sonra keyif alıcağımı biliyorum...
bu gün güzeldi peace..
ufak tefek kötülükler oldu ama güzeldi..
bu gün,
hiç aklımda yokken sana bu satırları yazdım,
durdum ve şimdi gülümsedim,
bu satırı yazmam inandırıcı olsun diye yazarken gülümsedim,
yüzümde kendimle dalga geçen bir ifade vardı ....
bu gün!...

23 ocak 2008
23:09
D.A

22 Ocak 2009 Perşembe

bir daha pilav mı?

tanrım! ( bu araar sık sık "tanrı" dıyerek baslıyorum yazılarıma sonumuz hayır olsun heran bı katolik klisesinde vaftiz olabilirim!)

dün masum masum yemegımı yerken sessiz ortam "katırrrrrtttt!!!" dıye ağzımdan gelen bır sesle bozuldu...
pilavın arasına karışan bir taş parçası tüm huzurumu mahvetti... sağ arka dişim kırıldı yanı cok degıl...
alşam karnıma agrılar girdi uyuyamadım...
okula gıdemedım bu gun... sonra doktora gittim iğne yapmadan dişime dolgu yaptı ölüyordum sonra ise herseyın duzeldı dedım mediamark a gittim ve tripod aldım makineme pek bir güzelll :)))
ama orda eski sevgilimi gördüm ok yakışıklıydı :D ama atlattım o durumu yeni sevigilisiyle görüyorum onu mutluyum onun adına :)))
sizi seviyorum,
ve seni seviyorum kuzu...
amerikalılar gibi;
goodbye!

18 Ocak 2009 Pazar


model:Seden Baba

16 Ocak 2009 Cuma

.mitolojik b'şey...

.sıkıldım bildiğim dünyada yaşamaktan,
afrodit'in,unicorn'un, Daphne'ye Apollon'un aşık olduğu zamanları,
zeusun'un baş tanrı olduğu,
isyan cıkardıkları için insanları ikiye böldüğü zamanda ki dünyada yaşamak istiyorum...
hatta ayaklanan koca koca insanları durdurup,
binlerce asır sürecek olan ruh eşini arama acısını çekmemizi engellemek istiyorum,
achilles ile ilişki yaşamak,
Ares'le evlenmek,
Hera'yı kayınvalide yapmak istiyorum...
...
Aslında sadece beni bunaltan hayata biraz baharat eklemek istiyorum,
-aslında baharat kavanozlarını içine boşaltmak istiyorum-
en sevmediğim yemekleri bile lezzetlendiren karabiberden bi parça belki...
biraz tuz...
yalnızlığının verdiği bir his bu...
eski zamanlarda yaşayıp,
aradığım parçamı hiç kaybetmemiş olma isteğim...
"yakın ama bir o kadar uzak" der hani her insan...
iste yakın ama bi okadar uzak yıldızlar gibi,
kutup yıldızı gibi,
hep orda olduğunu bildiğin ama ulaşmadığın...
dedim ya...
şimdi gözümü kapatıp açtığımda mutlu bir eski zamanda olsam...
m.ö doğmuş olsam ve hala ölmemiş olsam...

buruş buruş olmaz mıydım ?

ps: afrodit birşeyler yapardı...


19:50 16.01.2009
DA

14 Ocak 2009 Çarşamba

.Layne Staley...

.Layne , yattığın yerden kalk ve seviş benimle!...

11 Ocak 2009 Pazar

.O...

.O geri döndü, saçlarını taradı ve gözlerini kapadı, o yatağına geri döndü,üşüdü ama ağlamadı...
O geri döndü eskiden vazgeçtiklerine,
O yine direndi ama dayanamadı gülüşlere,
kafasından atamadığı bir sürü hayal birikti yastık altında, kabuslardan terlemiş vücütla uyandı doğan güneşe, ve bir telaş parmak uçlarında hissedilen...
burda olmamayı diledi,
gerçekleşmedi,
ölmeyi diledi ,
gerçekleşmedi,
kımıldaması gerektiğini hissetti,
geçen günlere inatla dahada bir hırsla taradı saçlarını..
siyah kalın bukleleri düzelsin diye,
düzelsin ve olanları unutsunlar diye...



17:54 10.01.2009
DA
.Ve Tanrı kadını yarattı , Ve aynı Tanrının yarattığı erkek her zaman ki gibi bununda geç farkına vardı...

8 Ocak 2009 Perşembe

Aldatılan kadınlar : Vol 1 - down eşliğinde sevişmek -

ben konusuyorum ama sen susuyorsun,
susmaktan keyif alıyor gibisin,
sırıtıyorsun,
dudaklarının kenarında gülmenin sebep olduğu çizgiler,
kavga fonumuz Down,
lies,
tanrım, denk mi geldi ? , denk mi getirdik ?
sen, gözlerimin iiçne bakıp ,her kelimenin teline basarken,
ve bunu sürekli tekrarlarken,
bizim arka fonlarımız hep denk mi geldi?
tanrım,
yalan söylediğini bildiğim halde,yine de çok seksi oturuyorsun o koltukta,
gözlerin saklandığı kirpiklerin arasından bi gösteriyor,bi gizliyor kendini,
ellerin, ayagının eşliğinde koltukta ritim tutmakta....
benim tüm rahatsızlığıma karşın sen oturduğun koltukta rahat edebilmek için adeta yayılmışsın,
çıplak ayaklarımla parkeye basıyorum,
bastıkça ayak izlerim çıkıyor,
sağda - solda , sana doğru ve geri adımlarım...
üst üste binmiş ayak izleri,
ve sinirli ayak izleri...
ayaklarıma bakıyorsun,
bacaklarıma ... gözlerime kadar devam ediyorsun...
sağ elinle esnediğin azını kapatıyorsun,
geriliyorsun...
-konuşmaya devam ediyorum-
ayaga kalkıyorsun ,
"u" dönüşü yapıp mutfağa gidiyorsun ,
arkandan geliyorum,
bir bardak çıkartıp, votka koyuyorsun,
bu rahatlığına karşın t-shirtünden çekiştiriyorum seni...
-sesimi hafif yükseltiyorum-
bana bakıp gülümsüyorsun,
itiyorum,
çekiyorsun...ve tekrar itiyorum , çekmeni isteyerek.
bırakıyorsun ve bir adım geri çekilip sola kayıyorsun,
tezgaha gidiyorum bir bardak daha çıkartıyorum,
olabildiğincee votkayı içine koymaya calışıyorum,
o sırada nefesinıi ensemde,
ellerini belimde hissediyorum ,
itiyorum,
tutuyorsun,itmiyorum,döndürüyorsun....
dönüyorum,
gülüyorsun,
"yalan söylediğini biliyorum",
öpüyorsun,
yalan söylediğini bildiğimi bildiğini söylüyorsun,
öpüyorum,
gülümsüyorsun,
gülümsemiyorum,
gülümsemiyorsun,
susuyorum,
susmuyorsun,
arzulardan bahsediyorsun,
susuyorum,
öpüyorsun,
öpüyorum,
itiyorum,
bakıyorsun,
şaşkın ve aptalca,
çekiyorum,
sağ bacağımı beline doluyorum ,
ve iki elinle tezgaha oturtuyorsun,
öpüyorsun ,
öpüyorum,
hepsi o kadar,
sevişiyoruz, yine...
ve gidiyorsun,
yalan söylüyorsun,
yine down,
ve ben yine susuyorum,
arzulardan bahsediyorum kafamın içinde,
susuyorum,
susturmaya çalısıyorum,
susuyor kafamdaki ses,
susuyorum işte o zaman,
buz gibi bir soğuksu yemek borumdan mideme...


18:32 08.01.2009
DA
. h i ç b u k a d a r s e v i l m e d i n . . .

5 Ocak 2009 Pazartesi

.Kurak...

o kadar kurak ki buralar(bedenim)....
senin egonu sulayacak,
gözlerimde yaş kalmadı...

o kadar kurak ki buralar,
dudaklarım kurumuş bir tarladan farksız, renksiz ve tatsız...

azımı açıyorum,bardardaktan boşalırcasına yağan yağmura...
tek bir damla bile düşmüyor azıma...
gözlerimi açıyorum,güneş çıkmış kavrulmuş etraf...
üstümü çıkartıyorum,
kar doluyor sağım - solum,
titrerken dizlerimin üzerine çöküyorum,
bastığım yeri kazıyorum...
kazıyorum,
karlar boyum kadar,
yoruluyorum ...
avucumda biraz kar tutup kapatıyorum gözlerimi...
kumsaldayım... serin ve yaşlı gözleri,tuzlu...
nemli kumlara yüz üstü yatıyorum...
gözlerim kıyıyı daha da ıslatan dalgaları izliyor...
ben sol yanağımın üstüne yatıyorum,
yanağımda karıncalanma hissi...
gözlerimi kapıyorum, o sırada yağmur yağmaya başlıyor...
avucumu açıyorum... nemli kum dökülüyor...
merdivenlerdeyim,
hava ıslak bana inat,
ıslak ve inatçı...
rüzgar sürekli hırpalamakta bedenimi,
kıpkırmızı olmuş yanaklarım...
küçük bir çocuğa benziyorum,
terlemiş ve yorulmuş...
5 dakika içerisinde bedenimde var olan tüm mevsimleri yaşıyorum...
dudaklarım çatlıyor,
boynum terliyor,
sırtım üşüyor,
gözlerim ıslanıyor...

hala kurak buralar...
hala yalnız ve anlamsız...
yokum ve yoksun, yokuz ve zaten hiç olmadık,
göz yaşlarım ve dokunuşların,
kokun ve hıçkırıklarım hiç olmadı...
uyandım yatağımdayım,
ağır bir koku,
mutsuzluk kokusu,
mutsuz yatağım,
yastığımda ve çarşafımda kokun,
ve ...
kırık ayna parçaları yerlerde...
kırılmış kadehler, ve yırtılıp atılmış dergiler...
ve ben, yıpranmış, ıslak ve üzgün...
ben...yalnız , sessiz ve henüz yağmamış olan...

16:31 05.01.2009
DA

4 Ocak 2009 Pazar

Winamp MiniLyrics

adsl den nefret ediyorum...

sanırım tek bir cümle ne konudan bahsediceğimi çooo...k iyi açıklıyor...
bu gün tüm gün boyunca netten koptuğum için kendimi filmlerime verdim, sürekli film izledim...çok sevdiğim film izlemenin bile bir yerden sonra sıktığını farketmemse pekte hoş olmadı...
sonra saat sekiz sularında ablamın kuzenimde keşvetmiş olduğu winamp MiniLyrics programını yükledim... bu sırada internetten kopmalarım ve tekrar bağlanmalarım sürmekteydi...Program mükemmel bir şey Karaoke programı düşünün ama şarkı sözlerini siz yüklemiyorsunuz mp3 ünüzdeki tüm şarkıları kendisi otomatik buluyor sadece bulamadıklarını yüklüyorsunuz ve o işlemde hiçte zor değil... şahsen günümü kurtardı demeliyim gerçi onunda internet üzerinden çalıştığını söylemek gerekirse koptuğum sıralarda daha önce netteyken dinlediğim şarkıları dinleyip karaoke yaptım... tek kötü yanıysa şarkı sözü olmayan şarkıları dinlemiyorsunuz bir süre sonra çok eğlenceli ama inanın...

en son netten koptuktan sonra pes ettim ve messenger ımı kapadıktan sonra müziğimi açıp uyumaya başladım ... ( sıkıntı işte n' yapıcaksın?) saat tam 00.00 da uyandım... Şuan tekrardan uyumayı düşünüyorum saat 00.24 sol kolumda arıyor zaten sanıyorum dün gece ters bir biçimde yattım...

Olaylar böyle anlıycağınız...
Sevgiler , Saygılar ve özel olarak İYİ UYKULAR...


04.OCAK.2009
DA

2 Ocak 2009 Cuma

.Çok fazla Aşk...

çok fala aşk öldürür bebegım ,
seni ve beni,
ruhlarımızı çürütür,
acı içinde yakar ve yok eder...

çok fazla aşk delirtir bebegım,
sabahları yataktan kaldırmaz,
güneşe tahammülün olmaz,
çok fazla aşk,
seni ve beni yok eder...

çok fazla aşk değiştirir bebeğim,
var olan herseyı siler ve yeniden yazar,
yeni insanlar yaratır ve acı cektirir...
çok fazla aşk acıtır ve işkence çektirir.

çok fazla aşk isyan ettirir bebeğim,
sen ayaga kalkmaya calısırken
seni yine düşürür ve toparlanmana izin vermez...

çok fazla aşk bebegim...
içine işler ve arzusuyla seni yakıp kül eder...


"nasıl yapar bunları tek başına",
"olabılır mı ?"
"aşk" diye ağlarken ,
herkes onu bulmak ıcın başka yerlere giderken...

sen buna sahipsin bebeğim,
çok fazla aşk seni öldürüyor,
gözünü kör ediyor...
her gün garip bir hazla uyanıyorsun içinde...
buz gibi havada bile yakıyor içini...
göz yaşların acıtmaya başlıyor...
yinede bu işkenceye aşk diye devam ediyorsun...

Evet bebeğim...
Çok fazla aşk seni öldürüyor ...
ve sen buna manii olamıyorsun...


17:02 15.12.2008
DA

1 Ocak 2009 Perşembe

. bak yine sıradan bir gün...o kadar da büyüttünüz 2oo9 diye ...