17 Mart 2009 Salı

kış-ter.

ben bile terlemiştim,
ben, "soğuk adam"
kadınların elleri değdiğinde bedenime önce irkilirlerdi,
ardından tüyleri diken diken olurdu..
karşı koyamazardı , sevişirdik yine de..
pencereden baktım,
bıraktığımda diz boyu kar vardı,
bulduğumda kavurucu sıcak,
kış uykusunada yatmamıştım ya halbuki..
onu gördüm,
benim bile sıcağına dayanamadığım güneş onu mahvediyordu,
onu içeri aldım..
fazla birşey yoktu odamda,
kıştı en son bıraktığımda
terledim,
soğuğumu vermek istedim,
soğuğunu aldım serinledim,
eridi,
zeytin gözleri kişilik buldu sıcakta,
üzüldü,
havuç tutunacak yer bulamadı,
sol elimden aşağıya süzüldü bir kaç damla,
ardı arkası kesilmeyen damlalar..
telaş içinde bakıyordum,
telaş içinde bakıyorduk ona,
ne yapabilirdimki?
ne yapabilirdim?, ne yapabilirdim?..
onun gözümün önünde eriyişini izlemekten başka ne yapabilirdim?!
soru işaretlerin sonu gelmedi,
o avuçlarımda erimeye devam etti...
önce sol gözü düştü sonra burnu...
yer ıslandı,
vücudum ıslandı..
sağ gözü de düştü...
saatlerce dokun(a)madım yerdeki birikintiye..
eridiği gibi buharlaşıp gitti..
olay mahalindeyse,
iki zeytin, bir havuç ve şapka bulundu..
kimse beni suçlamadı,
kimse bu cinayetten haberdar olmadı..


20:40 17.03.2009
DA

3 yorum: