10 Mart 2009 Salı

Sifon.

sifonu çektiğim gibi kaybolur göz yaşlarım,
anlamsızlaşır, özneyi bir türlü tutturamaz cümlelerim,
ıslak saçla sokağa çıkar sinüzit olur kafam,
asetatlı kalemle "i know" yazar sağ elim sol elime- işaret parmağımla, başparmağım arasındaki çizgiye-
ne yapacaklarını bilmez bir şekilde savrulur saçlarım rüzgarda,
kocaman puntlarla yazılmış ayrılık mesajı gözüme sokulur,
dudaklarım bardakla kavuşur ,dilim suyu hissetmenin verdiği mutlulukla kımıldar,
yemek borum tüm organlarıma hissettirir soğukluğu,
parmaklarım ,ellerimden bile habersiz dokunur tuşlara,
kimse bilmez ama bir o kadar insan anladığını iddia eder yazdıklarımın anlamlarını,
kirpiklerim yanaklarıma siyah bulaştırmış,
yaşlarım kar arabası gibi fondotenimi delmiş geçmiş yol yol yapmış,
nice yaşların basıp geçeceği yolları hazırlamış,
dişlerim dudaklarımdan intikam almak ister gibi,
kemirip duruyorlar birbirlerini yada benim anlayamadığım bir şevişme yöntemi..

ve

sol elin sağ elimi sımsıkı kavrar, baş parmağın baş parmağımın üzerinde,
işaret parmağın baş parmağımla işaret parmağımın arasında... yazılışı zor uygulaması kolay kurallar gibi..
duraklar ayakların önce sol ayağın döner sonra sağ aralarında az saniyeler farkıyla...
sağ ayağınla önünde duran sol ayağıma vurursun yavaşça,
elin çenemi kavrar,
gözlerin gözlerimi sever,
dudakların aceleci ve telaşlı,
gözlerim bulundukları yerden memnun,
dudaklarım sıcaklık hisseder,
ve o anda bütünleşir bedenim,
ellerimi, dudaklarımı,gözlerimi ayrı ayrı hissetmekten vazgeçer beynim..
aynı anda bir bütün gibi,
ruhunun eksin parçasını tamamlanmış bir insan gibi..
sırıtır ve kontrolü kollarındaki adama bırakır,
sonradan neler olabiliceğinibilir ve kalbine yenik düşer,
akıl hep kaybeder..

20:34 10.03.2009
da

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder